Haberler

Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun

7 Mart 2021 Pazar - Okunma: 994
Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun

Bir erkeği eğitirseniz, bir adamı yetiştirmiş olursunuz. Bir kadını eğitirseniz, bir nesli yetiştirmiş olursunuz. Bu düşüncenin aydınlığında eşit, kalkınmış ve hakkını arayabilen mücadeleci kadınlarla yarınlara ulaşmak dileğiyle Marmara Grubu Vakfı olarak sivil toplum kimliğimizle Dünya Kadınlar Günü'nü kutluyoruz.

Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver'in; Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle bugün İzmir'de yayınlanan Gözlem Gazetesi'ndeki makalesini aşağıda bulacaksınız.


 

2020NİN KADIN BİLANÇOSU
 

2020 yılını COVID-19 pandemisi ile mücadele ederek geçirdik. Maske, mesafe, hijyen, aşı derken, 2021 yılının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne geldik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de kadınların kazanımlarının kutlandığı, cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratma ve harekete geçirme çağrıları ile birlikte eylem yapıldığı gün.

Ancak bu yıl ülkemizin kadın erkek eşitliği karnesini görmek için araştırmaların sonuçlarına baktığımızda, hiç beklemediğimiz bir gerçekle karşılaşıyoruz. Azaldığını umduğumuz "kadına şiddet" virüsü toplumda yıldan yıla artarak yayılıyor... Ne yazık ki sonuçlar bize kadın cinayetlerinin, son on yılda tam üç kat arttığını gösteriyor

Bu korkutucu sonuçlara bakınca anlaşılıyor ki Pandemi nedeniyle zorunlu evde kalma hali, ev içi şiddete maruz kalan kadınlar ve çocuklar için gittikçe tehlikeli bir hale dönüyor. Ev içinde şiddete uğrayan kadınlar ve çocuklar yakınlarının, resmi ve sosyal destek kurumlarının müdahalesinden uzak kalıyor. Ev içi şiddet olgularında, bireyin fail ile daha uzun süre vakit geçirmeye mecbur olması, sosyal çevresinden yoksun kalması, işsizlikle birlikte evde ekonomik güçlüklerin artması, işsizlikle birlikte artan alkol tüketimi, pandemide kadına ve çocuklara yönelik şiddeti arttıran faktörlere dönüşüyor.

Pandemi sürecinde Kadın kuruluşlarının "bu bir cins kırımıdır, meclis göreve!" "meclis özel gündemle toplanmalıdır" çağrılarına ise kulaklar sağır kalıyor.. Kadın örgütleri tek tek ve birlikte oluşturdukları "Eşitiz" platformu ile çağrılarına devam ediyorlar… Güçlü bir çığlık haline dönüşen bu çağrılar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde eylemlerle sokaklara, meydanlara taşacaktır. Umarım bu çığlıklar, Allah korkusu kalmayan vicdanlara, adalet terazisini elinde tutanlara, milleti temsil ettiklerini söyleyenlere önce insan olduklarını, kadın erkek insanların eşit doğduğu gerçeğini hatırlatır...

Günümüzün erkek cinsini ve cahilleri, okumuşlara ve kadına üstün gören popülist politikaları; bunların topluma olumsuz etkileri; korku ile baskılanan medyanın, kurumların ve halkın bu duruma sessiz kalması; salgın yönetimi politikalarının olumsuz etkileri ile birleşince, kadına ve çocuklara yönelik şiddet pandemisi de, dışarıdaki Covid 19 salgın tehlikesi kadar ölümcül sonuçlarla karşımıza çıkmaya başlıyor.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2020 yılı raporuna göre; bu yıl 300 kadın öldürüldü. 171 kadının ölümü de kayıtlara "şüpheli" olarak geçti. Binlerce kadın şiddete maruz kaldı. Öldürülen kadınların yüzde 60'ı en güvenilir yerlerde, evlerinde, yakınları tarafından öldürüldü… Şiddet mağduru kadınların anlattıklarına göre, kolluk kuvvetleri, bakanlığa bağlı kurumlar, sağlık kurumları ve savcılığın kadınlara gerektiği ölçüde yardım eli uzatmadığını gösteriyor.

Kadın derneklerinin anlattıklarına göre ise, kadın cinayetlerinin artması önlemleri ve cezaları kapsayan İstanbul Sözleşmesinin ve 6284 sayılı kadınlara yönelik şiddeti önleme yasasının uygulanmamasından kaynaklanıyor. İstanbul Sözleşmesi 2014 yılında yürürlüğe girmesine rağmen, toplum yapısına tehdit oluşturduğu gerekçesiyle politikaları etkileyen muhafazakâr kesimin, cemaatlerin eleştirilerinin hedefinde… Gerçekte istatistikler bize şiddet faktörünün nasıl hem aileyi, hem de toplum yapısını içten içe kemirdiğini, tehdit ettiğini gösterse de, kadınları erkeklere “biat" eden köleler görmekte ısrarlılar.

Ülkemizde son on yılda üçe katlanan kadın cinayetlerinin adı "cins kırımı" haline dönüşmüştür. Uluslararası değerlendirmelere bakıldığında, Türkiye’nin 2006 yılında 105. sırada bulunduğu Dünya Ekonomik Forumu Cinsiyet Eşitliği Endeksinde 2020 yılında 153 ülke arasında 130. sırada yer aldığı görülmesinden utanıyoruz.

Asırlardır devam eden kadına yönelik şiddet pandemisini durdurmak için cezasızlığın son bulmasını, kadınların şiddetten korunması için en kapsamlı yasal standart olarak kabul edilen İstanbul Sözleşmesi’nin bütün maddeleriyle hayata geçirilmesini, 6284 sayılı yasanın etkin bir biçimde uygulanmasını, cinsiyet eşitliğini sağlayacak hak temelli adımların atılmasını istemek kadın erkek bütün toplumun talebi olmalıdır diyerek; Eşitlik mücadelesi için can veren, hapislere atılan, şiddete uğrayan bütün kadınları saygıyla selamlıyorum.