İsrail Başkonsolosu'nun ziyareti sırasında yarım asrı geçen Filistin-İsrail anlaşmazlığı da gündeme getirildi.

Özellikle son günlerin yaşanan olaylarından duyulan endişe ve üzüntülerin bir an önce sona ermesi için tarafların önce ateşkes sonra da kalıcı bir barış için müzakere masasına oturması temenni edildi.

 

Dr. Suver, sivil toplum kuruluşu olarak Papa'nın Patrik Bartholomeos'la birlikte önce Kudüs'te Shimon Peres ve Mahmut Abbas ile yan yana gelmiş olmalarına sonra da Vatikan'da gene Patrik ve Papa'nın huzurunda Shimon Peres ve Mahmut Abbas'ın bir araya getirilmelerine büyük önem verdiklerini vurguladı.

 

Bu olayın gerçekleşmesinden kısa bir süre sonra, önce kaçırılan sonra öldürülen üç İsrail gencinin yakılmak istenen barış ateşini söndürdüğünü ve Gazze'nin büyük ızdırabının başladığını belirtti.

 

Şartların eşit olmadığını dolayısıyla öncelikle İsrail'in ateşkes ilan etmesinin gerektiğini belirten Dr. Suver, bölgede savaşın sürmesinin, bütün Ortadoğu'da onulmaz yaralar açacağını vurguladı.

 

Dr. Akkan Suver ve Dr. Fatih Saraçoğlu ziyarette her şeye rağmen barışın ve insanlığın geleceği açısından kalıcı çözümlere doğru adımlar atılmasının gerekliliği üzerinde durdular. Bunun da ilk şartının, ateşkes olmasını ve uygulamanın İsrail'den gelmesinin doğru olacağını belirttiler. Zira Gazze'deki ihtilafa çözüm bulmak için müzakere masasına oturmak, karşılıklı şiddeti devam ettirmekten daha uygun olacaktır.

 

Koşulsuz ateşkesten sonra tarafların öne sürdükleri bütün koşulları masaya yatırmalarının önemi üzerinde duruldu. Bu arada ABD ile Mısır'ın yanı sıra Türkiye ve Katar'ın da devreye sokulmasının gerekliliği de gündeme getirildi.

 

Gazze'nin zarar görmemesi, insanların ölmemesi için sivil inisiyatiflere uluslararası alanda görev verilmesini belirten Dr. Suver ve Dr. Saraçoğlu, bir an önce ateşkese yönelinmesini tavsiye ve temenni ettiler.