Haberler

Marmara Grubu Vakfı Azerbaycanın Büyük Önderi Haydar Aliyevin 11.yıldönümü münasebetiyle İstanbulda ve Baküde düzenlenen törenlerde hazır bulundu.

12 Aralık 2014 Cuma - Okunma: 3459
Marmara Grubu Vakfı Azerbaycanın Büyük Önderi Haydar Al

Marmara Grubu Vakfı Azerbaycan'ın Büyük Önderi Haydar Aliyev'in 11.yıldönümü münasebetiyle İstanbul'da ve Bakü'de düzenlenen törenlerde hazır bulundu.

 

Bakü'de düzenlenen Devlet Töreni'ne Marmara Grubu Vakfı adına Genel Mali Sekreteri Şamil Ayrım katıldı.

İstanbul'da Azerbaycan Başkonsolosluğu'nda tertiplenen törende ise Dr. Akkan Suver bir konuşma yaptı.

Azerbaycan'ın İstanbul Başkonsolosu Büyükelçi Hasan Sultanoğlu Zeynalov'un düzenlediği törene Azerbaycan Milletvekilleri de katıldı.

Dr. Akkan Suver'in konuşma metni aşağıdadır.   

Bağımsız Azerbaycan’ın Ulu Önderi ile başkanlığını yaptığım Marmara Grubu Vakfı’nın alakasını aksettiren iki mütevazi belge ile ebediyete intikallerinin 11. Yılında Haydar Aliyev'i anmak arzusundayım.

Tarihe tanıklık etmesi açısından bu iki küçük mütevazi belgeyi, iki ülkenin kaderinde rol oynamış iki önemli şahsiyetin duygu ve düşüncelerini aksettirmesi bakımından yayınlamak istedim.

Haydar Aliyev’i, 1998 yılında Marmara Grubu Vakfı’na dönemin Ankara Büyükelçisi Mehmet Ali Nevruzoğlu’nun yüksek gayretiyle bir konferans vermeye ikna etmiş ve teşriflerini sağlamıştık.

Kendileri bir konferans verdiler.

O gün Hilton Oteli’nin salonunda toplanan beş yüzü aşkın güzide şahsiyet, Haydar Aliyev’den etkilendi. Bu etkilenme karşılıklı olmuştu. Kendileri de o müstesna atmosferin büyüsü içinde konuşmasının sonunda; “Beni de bu Vakfa üye yapınız” diye buyurdular. 

Ayrıca Vakfın Şeref Defteri'ne de "Türkiye'nin Marmara Grubu ile yakından tanış olduğumdan ve bugünkü samimi görüşten çok memnunum.

Türkiye - Azerbaycan dostluğunun ve kardeşliğinin inkişaf ettirilmesinde Marmara Grubu'nunn hizmetlerini yüksek kıymetlendiriyorum. Marmara Grubu'nun gelecek faaliyetlerine uğurlar diliyorum" diye yazmak lütfunda bulundular.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın bu güzel temennisine daha sonra toplanan Marmara Grubu Vakfı yönetimi oybirliğiyle aldığı bir kararla Zat-ı Ali’lerine Marmara Grubu Vakfı Şeref Başkanlığı ünvanını verdi.

Bu ünvanın verilmesinden sonra dönemin Türkiye Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e müracaat ederek, verdiğimiz kararı arz ettik.

Kararımızın arzından sonra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel aldığımız kararı, bir mektupla Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'e duyurdu.

Haydar Aliyev ile Süleyman Demirel arasında mevcut bulunan yüksek bağlılığın da bir ifadesi olan bu mektup, bir noktada beraber hissedilen bir sevincin ifadesinden başka bir şey değildir.

"Sayın Cumhurbaşkanı, Aziz Kardeşim,

İstanbul'da yerleşik Marmara Grubu Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı'nın Zat-ı Alilerini Şeref Başkanlığına seçme kararını memnuniyetle öğrendim.

Türkiye'nin önde gelen düşünce ve iş adamlarını bir araya getiren söz konusu Vakfın çalışmalarını ben de takdirle izlemekte, çeşitli vesilelerle düzenledikleri toplantılarda kendilerine hitap etmekteyim. Bu tür seçkin sivil toplum örgütlerinin ülkenin sosyal, ekonomik ve düşünce hayatına önemli katkılar sağladığına inanmaktayım.

Şeref Başkanlığı payesini takdim etmek üzere Zat-ı Alilerini ziyaret edecek olan Vakfı Genel Başkanı Sayın Akkan Suver ve beraberindeki heyetten her zamanki yakın ilgi ve desteğinizi esirgemeyeceğinden emin olarak, Zat-ı Alileri'ne sağlık ve afiyet, kardeş Azerbaycan halkına esenlikler dilerim.

Süleyman Demirel"

Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev, Marmara Grubu Vakfı Şeref Başkanlığı kabul buyurduktan sonra, Marmara Grubu Vakfı İcra Konseyi her yıl kendilerini makamlarında ziyaret ederek geride bırakılan yılın deyimi gerekirse bir muhasebesini dikkatlerine sundu. Her yıl yinelenen bu ziyaretlerde Marmara Grubu Vakfı’nca yapılan faaliyetleri arz ederek, gösterdikleri itimada karşı duyduğumuz sorumluluğun adeta hesabını verdik.

Ebediyete intikallerinin on birinci yılında, gerek yüksek hatıralarını yâd etmek gerekse de tarihe tanıklık etmek duygusuyla ortaya koyduğumuz bu iki belge bir noktada birlikteliğimizin mütevazi bir nişanesinden başka bir şey değildir.

Bugün mevcut olan birlikteliğimiz O'nun eseridir. Bu büyük eser sahibinin aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum.