Haberler

Marmara Grubu Vakfı Humanitarian Forum'a katıldı

02 Kasım 2013 Cumartesi - Okunma: 4681
Marmara Grubu Vakfı Humanitarian Forum'a katıldı

30 Ekim 2013 günü 3. Humanitarian Forum'una katılmak için Bakü'ye giden Marmara Grubu Vakfı heyeti öncelikle Azerbaycan'ın Milli Lideri Haydar Aliyev'in Anıt Mezarı'nı ziyaret ederek çelenk koydu.

Onbeş yıl önce, 1998 yılının 30 Ekim günü, Haydar Aliyev Marmara Grubu Vakfı'nı ziyaret etmişti. Bunun yıldönümü olan 30 Ekim 2013 günü Dr. Akkan Suver, Şamil Ayrım, Cengiz Güldamlası, Cahit Karakullukçu, Mehmet Ali Nevruzoğlu, Vagıf Kasımov ve Halid Niyazov'dan oluşan Marmara Grubu Vakfı heyeti, Haydar Aliyev'in Anıt Mezarı'nı ziyaret ederek çelenk koydu.

Haydar Aliyev'in Anıt Mezarı'nda gazetecilere bir açıklama yapan Dr. Suver "Haydar Aliyev, Marmara Grubu Vakfı'nın Fahri Başkanlığı'nı kabul etmiş bir şahsiyet olarak, Marmara Grubu Vakfı'nın şerefli tarihinde yaşamaktadır" dedi.

Dr. Akkan Suver ve arkadaşlarının Anıt Mezarı ziyareti, Azerbaycan'ın yazılı ve sözlü basınında geniş yer aldı.

1 Ekim 2013 günü ise Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in konuşmasıyla çalışmalarına başlayan Bakü Humanitarian Forumu'nun ikinci günü yapılan "Multi-kültürel Diyalog" toplantısında söz alan Dr. Akkan Suver, "İnsan unsurunun önemi" konulu bir tebliğ sundu.

Marmara Grubu Vakfı Heyeti Bakü'de Türkiye Büyükelçisi Alper Coşkun'la, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Ali Hasanov'la, Azerbaycan Şeyh-ül İslamı Allahşükür Paşazade'yle, Sırbistan (E) Cumhurbaşkanı Tadic'le, Romanya (E) Cumhurbaşkanı Emil Constantinescu'yla, Estonya (E) Cumhurbaşkanı Arnold Rüütel'le, Pakistan Kadın ve Sosyal Kalkınma Bakanı Rubina S. Quimkhani, Avusturya Prensesi Camilla Habsburg Lothringen ve Rusya Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Mikhail Shvydkoy ve Slavyani Üniversitesi Rektörü Kamal Abdullayev'le ayrı ayrı görüşme imkanı da buldu.

Azerbaycan Şeyh-ül İslamı Allahşükür Paşazade

 

DR. AKKAN SUVER'İN

BAKÜ III. ULUSLARARASI HUMANITARIAN FORUMU'NDA

YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 

Humanitarian Forumu'nun birincisinde ve ikincisinde söz alan bir kişi olarak 3. Humanitarian Forumu'na katılmak benim için bir memnuniyet kaynağı teşkil etmektedir.

Kafkasların ve Türk dünyasının önemli devleti Azerbaycan'ın Sayın Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in dirayetli idaresinde, bir devletin tarihi içerisinde kısa olarak addedilecek 22 yıllık süre zarfında kaydettiği insani gelişmenin övgüye layık olduğunu belirtmek isterim.

Humanitarian Forumu'na ben çok büyük önem atfetmekteyim. Zira bu gönüllü gayrete, kendi alanlarında, uluslararası düzeyde uzman birçok değerli şahsiyetin bu forum vesilesiyle bir araya gelmiş olmasını, çağa yakışır bir hareket sayıyorum. Dolayısıyla başta Sayın Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev olmak üzere, bütün emek sahiplerine teşekkürlerimizi sunuyorum.

Konumuzu ben barışın ve işbirliğinin insanla olan ilişkileriyle şekillendirdim.

Bildiğiniz üzere insan, hareket ve faaliyetin yani dinamizmin ifadesidir. İlk çeyreğinin yarısını aştığımız 21. Yüzyılın insanı demokratik bir dünya özlüyor. "Peace from World". Barış içinde yaşayan bir dünya. Bölünmemiş yani "Undivided" bir dünya. Bir de zengin bir dünya!

İnsanların bugün küreselleşmeden, barıştan ve işbirliğinden anladığını ben bölünmemişlik (Undivided), demokrasi (Prosperius) ve zenginlik ile barış (Peaceful) diye özetlemek istiyorum.

Bu düşünceler olabilir mi diyenlere "olur" diyorum.

Zira bir zamanlar ütopya sayılan, ulaşılması mümkün görülmeyen, hatta düşünülmesi bile hayal sayılan pek çok şey gerçekleşmiştir.

Henüz on üç yılını geçtiğimiz 21. Yüzyıl'dan yüz yıl öncesine baktığımızda hiç kimsenin öngöremeyeceği olaylar yaşanmıştı. 20. Yüzyıl büyük savaşlara sahne olmuştur. Yıkılmaz denilen imparatorluklar yıkılıp gitmişti. Her bir imparatorluktan birçok devlet çıkmıştır. Yalnız Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasıyla 34 yeni devlet olmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Avusturya - Macaristan, Almanya İmparatorlukları tasfiye olmuştur. İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaşın galibi olmalarına rağmen İngiliz İmparatorluğu, Fransız İmparatorluğu tasfiye olmuştur. Çağın sonunda ise Sovyet İmparatorluğu'nun sessiz sedasız yıkılması yaşanmıştır. Küçük bir Yugoslavya'dan yedi devlet ortaya çıkmıştır. Kurulduğunda elliye yakın üyesi olan Birleşmiş Milletlerin bugün 210 civarında üyesi vardır.

Bütün bunlar insanın eseridir.

İnsanlık artık batılı bir deyimle "Glocalization" yaşamaktadır. Yani globalden lokale, küreselden yerele doğru insanlık bir koşuşturma içindedir.

Dolayısıyla barış da, zenginlik de, bölünmemişlik de artık bir ütopya olmaktan çıkmıştır.

Bilgi çağı yerini her gün değişen bilgi teknolojisiyle yenilikten yeniliğe taşımaktadır. Bilginin oto yollarında bugün sanal geziler yapılabilmekte, böylece ekonomiden siyasete, kültürden eğitime bütün alanlarda küresel bir dönüşüm vuku bulmaktadır.

Üç gün önce İstanbul'da suyun 60 metre altından geçen bir tünelle Asya Avrupa ile birleştirilmiştir. Peru'da olan bir olay Ekvator'da, Gana'da olan bir başka olay Moğolistan'da ışık hızından daha hızlı bir süreç içinde duyuluyorsa, izleniyorsa bu insanın eseridir.

Bugün gene evrensel bir hukuk, evrensel bir hekimlik, evrensel bir mühendislik ve evrensel bir teknolojiden söz ediliyorsa bu da insanın eseridir.

İnsanoğlu 21. Yüzyılda yeni bir uluslararası finans mimarisi oluşturma gayretindedir. İnsanoğluna düşen görev; globalleşmenin getirdiği fırsatlarla çağın şartlarını çok iyi kavrayarak bu şartlara ayak uydurmak ve yeni düzende daha zengin, daha barışçı ve daha yeni bir oluşumda kendisine yer bulabilmek olmalıdır.

Daha güzel, daha yeşil, daha barışçı, daha sağlıklı ve daha güvenli insanların daha çok ve daha adil pay aldıkları günlere doğru dolu dizgin koşuyoruz. Hedefe ulaşmamızın ön şartı, böyle bir hedefe inanmamızdır.

Bugünkü dünya, dünkünden güzeldir.

Yarınki dünya ise bugünkünden daha güzel olacaktır.

İnsanlığın mutlu olduğu bir dünya ise işbirliğinin, elbirliğinin dolayısıyla hümanizmin eseri olacaktır.