Moldova'nın başkenti Kişinev'de Cumhuriyet Sarayında toplanan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi'nin 45. Genel Kurulu'na Marmara Grubu Vakfı adına Dr. Akkan Suver ve Şamil Ayrım katıldı.

Genel Sekreter Prof. Dr. Asaf Hacıyev'in başkanlığında toplanan KEİPA Genel Kurulu'nu Moldova Cumhuriyeti Parlamento Başkanı Adrian Candu açtı. Daha sonra KEİ Dönem Başkanı ve Moldova Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Natalia Gherman'ın konuşmasıyla devam eden Genel Kurul'un sabah oturumunda Marmara Grubu Vakfı adına Dr. Akkan Suver de bir sunum yaparak İpek Yolu Ekonomik Kuşağı'nın önemini ortaya koydu.  

Dr. Akkan Suver’in KEİPA 45. Genel Kurul Toplantı Konuşması

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Parlamenterler Asamblesi'nin bugün gerçekleşen oturumunda sivil düşünceyi temsil eden Marmara Grubu Vakfı adına yüksek heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle ev sahibimiz Moldova Parlamentosu’na teşekkürlerimizi sunuyorum.

Yüksek şahıslarınızda oluşan Karadeniz'in bu büyük birlikteliğini, İpek Yolu ile birleştirmenin önemini ortaya koymak için söz almış bulunuyorum.

Zira Marmara Grubu Vakfı olarak İpek Yolu Ekonomik Kuşağı projesine büyük önem vermekteyiz. Hatta daha da ileri giderek söylemek isterim ki; İpek Yolu projesi çağın projesidir.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping tarafından 2013 yılında kamuoyuna duyurulan bu proje, bir medeniyet projesidir. Diğer bir deyişle İpek Yolu, ekonomik kalkınma, kültür ve barış projesidir.

Başkan Xi Jinping'in tarihi İpek Yolu'nun üzerinden Doğu ile Batı arasındaki ticareti ve ekonomiyi canlandırma projesi komşu ülkelerde olduğu gibi, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kendi içinde de hararetle destek bulmaktadır.

Avrasya ve Kafkas ülkeleriyle benim ülkem Türkiye de bu projeyi desteklemektedir.

Öte yandan dünyada son gelişen olaylar Ortadoğu ve Hazar'daki konuları stratejik hale getirmiş bulunmaktadır. Bu stratejik atmosferde önümüzde Pasifik Okyanusu ile Karadeniz'in birleşebilmesinin fırsatı bulunmaktadır.

Karadeniz ülkeleri bir barış ve refah projesi olarak İpek Yolu'na yaklaşmalıdırlar. Özellikle de İpek Yolu'nu orta ve kuzey Avrupa'ya taşıyacak bütün birliktelikler Karadeniz'den geçecektir.

Enerjinin, ekonominin, endüstrinin, turizmin olduğu kadar kültürlerin de gidip geleceği ve kendiliğinden köprüler oluşturacağı bu proje, verimli işbirlikleri için yeni bir fırsat kapısıdır.

Dün ipek vardı. İpeğin yanı sıra baharat vardı.

Bugün enerji var. Sanayi ürünleri var. Turizm var.

Bunları yan yana getirecek demirden ipek yolları var.

Tıpkı Kafkas petrolünü Akdeniz'e taşıyan Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı gibi!

Tıpkı Pekin'den Taşkent'e, Taşkent'ten Bakü'ye, Bakü'den Tiflis'e, Tiflis'ten Kars'a, Kars'tan İstanbul'a, İstanbul'dan ve Marmara Denizi'nin altından Yunanistan'ı, Bulgaristan'ı, Sırbistan'ı kat ederek Londra'ya kadar uzanan demiryolu gibi!

Tıpkı TANAP projesiyle Azerbaycan gazını, Türkiye'ye, Türkiye'den Yunanistan'a, oradan Arnavutluk'a, Arnavutluk'tan Orta ve Kuzey Avrupa'ya ulaştıracak TAP projesi gibi…

İnanıyorum ki; asırlardır kapalı kalan Büyük İpek Yolu'nun canlanmasının Karadeniz'in ekonomik kalkınması üzerinde olumlu bir etkisi olacaktır.

Zira Karadeniz bölgesi kıtaların ve değerlerin buluştuğu bir noktadır. Büyük İpek Yolu'nu yeniden canlandırırken, dünyanın diğer bölgelerini buraya yaklaştıran yeni yollar inşa edilecektir. Çin'i, Kazakistan'ı, Özbekistan'ı, Türkmenistan'ı, Kırgızistan'ı, Azerbaycan'ı ve Gürcistan'ı Karadeniz'e bağlayan yeni demiryolu ve kara yolu inşaatlarının hayata geçirilmekte olduğunu görüyoruz.

Ekonomi, ticaret, turizm, ulaştırma, yatırım, finans ve kültür gibi bir dizi alanı içeren bu kapsamlı İpek Yolu projesi, bir umut kapısı olduğu kadar, bir barış ve refah projesi olarak önümüzdedir. Dolayısıyla Karadeniz ülkelerinin aktif bir şekilde İpek Yolu projesinde bir an önce yer almaya hazır olması gerekmektedir.

Bu inançla, şahsım ve Marmara Grubu Vakfı’nı oluşturan arkadaşlarım adına yüksek heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.