Haberler

Türkmenistan Tarafsızlık Günü Konferansında Dr. Suver konuştu

8 Aralık 2018 Cumartesi - Okunma: 2468
Türkmenistan Tarafsızlık Günü Konferansında Dr. Suver k

İstanbul Üniversitesi Doktora Salonunda tertiplenen bir konferansla Türkmenistan'ın Tarafsızlık Günü kutlandı. Türkmenistan İstanbul Başkonsolosu Myratgeldi Seyitmammedov tarafından tertiplenen törende Türkmenistan Büyükelçisi Ishankuli Amanlyev, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ve Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver birer konuşma yaptılar. Kalabalık bir dinleyici kitlesinin katılımıyla gerçekleşti.

Dr. Akkan Suver'in yaptığı konuşma metnini aşağıda bulacaksınız.

Yıllardır tarafsızlık siyaseti ile kabul gören Türkmenistan, bu alanda ortaya koyduğu verimli çalışmalarının sonucunu aldı ve 12 Aralık tarihinin dünyada Uluslararası Tarafsızlık Günü olarak kutlanmasını temin etti.

Birleşmiş Milletler'in 12 Şubat 2017 günü aldığı bu karar, gerçekte Türkmenistan'ın ortaya koyduğu felsefenin ülke sınırlarını aşarak, ulusallıktan uluslararası arenaya ulaşmasıdır. Bu da takip edilen siyasetin doğruluğuna duyulan güvenin işaretidir.

Yıllar önce bağımsızlığına kavuştuğunda Türkmenistan önemli bir siyasi tercih yaparak tarafsızlığını ilan etmişti.

Önce AGİT'te durumunu tescil ettiren Türkmenistan, daha sonra Birleşmiş Milletlerde 185 üyenin oy birliğiyle Daimi Tarafsız Üye statüsünü elde etmişti.

Bundan dolayı alınan bu karar dünya tarihinde tek ve ilktir. Gene bu kararla Daimi Tarafsızlık ilkelerinin oluşturduğu düşünceler çerçevesinde komşularla sıkı işbirliklerinin gelişmesi sağlanmıştır.

Elde edilen bu başarı büyüktür. Zira Birleşmiş Milletlerde böyle bir kararın üye devletlerin oybirliğiyle desteklenmesi Türkmen Devleti'nin dış politikasının uluslararası siyasi zaferidir.

Aradan geçen zaman sürecinde Türkmenistan ısrar ve özenle tarafsızlığını yaşadı. Geçen yıl ise yaşamakta olduğu bitaraflık gerekçesini yeniden Birleşmiş Milletlere taşıdı ve bu defa tarafsızlığın uluslararası gün olmasını sağladı.

Bu başarının da anlamı büyüktür. Çünkü bulunduğu coğrafya itibariyle Türkmenistan uluslararası çeşitli terör odaklarının, savaş çığırtkanlarının yanında yaşamaktadır.

Bugüne kadar izlediği politikadan da bir kez daha anlaşıldığı üzere, Türkmenistan'ın dış politikasının temel taşı daimi tarafsızlık statüsüdür. 12 Aralık 1995'te kazandığı bu statü, Türkmenistan'ın kendi hür tercihinin bir ürünü olmuş, gerek Rusya Federasyonu ve gerekse de diğer Orta Asya cumhuriyetlerinden gelen bölgesel girişimlere karşı mesafeli tutum sergileyen merhum Türkmenbaşı'nın, daimi tarafsızlık statüsüyle bölgede ve ülkesinde iç istikrarı ve güvenliği sağlamayı hedefleyen Türkmenistan bugünkü saygın durumuna ulaşmıştır. Türkmenistan'ın jeopolitik konumuyla birlikte Batı'nın yeterince ilgisini çekebilecek potansiyelde zengin doğal kaynaklara sahip olması da bu açıdan etkin olan sebeplerin başında gelmiştir.

Türkmenistan'ın daimi tarafsızlık statüsüyle elde ettiği kazanımları ise şöyle sıralayabiliriz:

Daimi Tarafsızlık statüsünün Türkmenistan'a sağladığı kazanımların en başında güvenlik ve istikrar gelmektedir. Dolayısıyla ciddi manada bir silahlanmaya ihtiyaç duymamaktadır. Kaynaklarını ülkenin kalkınmasına yönlendirmiştir.

Yabancı yatırımların önemli ölçüde ülkeye gelmesi sağlanmıştır.

İstediği zaman BM'ye üye ülkelerden ekonomik ve teknik yardım isteme hakkına sahip olmuştur.

Bitaraflıkla ülkeye ve topluma bir özgüven kazandırmada önemli bir psikolojik katkı temin edilmiştir.

Ayrıca Türkmenistan'a bölgede belli bir prestij de kazandırmıştır.

Özetle ifade etmek gerekirse; Türkmenistan Başkan Gurbanguli Muhammedov'un önderliğinde bugüne kadar gerek küresel ve gerekse bölgesel seviyedeki ilişkilerinde dünden bugüne başarılı bir tarafsızlık siyaseti izleyerek, Orta Asya cumhuriyetleri arasında en güvenli ve istikrarlı bir ülke konumuna gelmiştir. Diğer taraftan, daimi tarafsızlık statüsünün Türkmenistan'a gerek küresel gerekse de bölgesel dış ilişkilerinde daha fazla siyasi seçenek sunduğu gerçeği, dış politikasına çok etkin bir siyasi güç sağlamıştır. Her şeye rağmen, Türkmenistan'ın SSCB'nin dağılması sonrası izlediği bu dış politika ve edindiği statü ile, özellikle Soğuk Savaş sonrası küresel güçlerin ideolojik kaygılardan öte, daha çok enerji kaynakları üzerindeki hakimiyet kavgalarının oluştuğu yıllarda ne kadar gerekli ve yerinde bir tercih olduğu kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla, Türkmenistan, Soğuk Savaş sonrası bu dönemde, tarafsızlık stratejisinin en güzel örneğini hem küresel düzeyde ve özellikle de Orta Asya gibi sıkıntılı bir coğrafyada hem de bölgesel düzeyde başarıyla ortaya koymuş ve uygulamıştır.

Hasılı bitaraflık düşüncesi bugün Türkmenistan sınırlarını aşmışsa, bunda Başkan Gurbanguli Muhammedov'un payı da büyüktür. Zira O bu düşünceyi dünyaya mal etmiştir. Dolayısıyla Türkmen dış siyasetinin doğru ve dürüst tarafsızlık hamlesi dünyada barış ve istikrarın sürdürülebilir kılınması noktasından örnek alınacak bir harekettir.