Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekleyen “DEĞİŞİMİN ÖNDERLERİ” İSTANBUL’DA BULUŞTU
19. Avrasya Ekonomi Zirvesi kapsamında İstanbul WOW Otel'de 6 Nisan 2016 Çarşamba günü "Değişimin Önderleri - Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum" toplantısı Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu BaşkanıMüjgan Suver'in moderatörlüğünde başarıyla gerçekleştirildi.
Müjgan Suver'in "hoş geldiniz" konuşmasıyla başlayan toplantıda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti First Lady’si Meral Akıncı ve Slovenya 2013-2014 yılı Başbakanı Alenka Bratusek açılış konuşmalarını yaptılar.
Meral Akıncı konuşmasında, toplumsal cinsiyet eşitliğinin barış kültürüne güçlü bir ışık olacağını vurgularken; Alenka Bratusek, görevde bulunduğu süre içerisinde özellikle medyanın yaptığı işlerle değil, giyim kuşamıyla eleştirildiğini söyleyerek, iş dünyasında ve siyasette erkek ağırlığının yok edilmesi için kadınların daha fazla öne çıkması gerektiğini dile getirdi.
Toplantının panel bölümü, Müjgan Suver'in "100. Maymunun Hikayesi" başlıklı sunumuyla başladı. Toplumsal eşitliğin sağlanması için, nesilden nesile aktarılan zihniyette bir dönüşümün gerekliliğini belirttiği sunumunda Müjgan Suver, dönüşümün sağlanması halinde, bunun yaşamın her alanına yansıyacağını, toplumu ve ülkeyi gelişmiş bir demokrasiye ve kalkınmış bir ekonomiye kavuşturacağını söyledi.
Panel konuşmacılarından İstanbul Avcılar Belediye Başkanı Dr. Handan Toprak Benli, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda belediyesince yaptıkları projeleri anlattı. "Kadın dostu bir belediye" olduklarına vurgu yapan Benli, Avcılar'da Türkiye’nin ilk kadın aile müdürlüğünü kurduklarını, anne ve babaya yönelik erkek çocuk ile kız çocuğu ayır etmeme sertifikalı eğitimi verdiklerini anlattı. Benli, cinsiyet eşitliğinin erkek istemeden sağlanamayacağını savundu.
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı İlter Terzioğlu, fırsat eşitliği politikası yürüttükleri Turkcell bünyesinde, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik kararların ilk sırada yer aldığını, şirketlerinde 18 bin çalışanın sekiz binin kadınlardan oluştuğunu söyledi.
KPMG Türkiye Başkanı Ferruh Tunç konuşmasında, kadının iş yaşamında erkekleşerek değil kadının kendi gibi davranarak başarılı olduğunu göstermesi gerektiğini söyledi. Tunç ayrıca, kadının toplumsal hayatta eşit olması için öncelikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğine yönelik efsaneleri yok etmek, hakim dili kırmak gerektiğine de vurgu yaptı.
"Kız Gibi" kampanya videosunun gösterimiyle konuşmasına başlayan Procter&Gamble Türkiye Yönetim Kurulu BaşkanıMustafa Tankut Turnaoğlu, işe alım süreçlerinde ve sonrasında "çeşitlilik ve dahil etme" stratejisi doğrultusunda hiçbir çalışanının cinsiyeti, ırkı, inancı, yaşı vb kişisel özellikleri nedeniyle ayrıştırmadıklarını, tam tersine her türlü çeşitliliği bir zenginlik olarak gördüklerini belirtti.
"Kadın öncelikle cesur olmalı" diyen Slovenya IEDC-Bled Yöneticilik Okulu Kurucu Başkanı Prof. Dr. Danica Purg, toplumsal cinsiyet eşitliğinin insan haklarının temel şartı ve ekonomik gelişim için bir zorunluluk olduğuna vurgu yaptı. Purg konuşmasında; "Dinine, ideolojisine, refah seviyesine bakılmaksızın her ülkede, değişimi getirecek olanlar, değişimin özneleri olan kadınlardır" dedi.
Kendi kişisel tarihinde bir kadın olarak yaşadığı zorluklardan örnekler veren Kosova Diyalog Bakanı Edita Tahirikonuşmasında, kadınların iş ve siyaset yaşamına daha fazla katılımında kota uygulamasının önemine işaret etti. Kosava'daki savaş sonrası siyasette bir kota kampanyası düzenlediğini aktaran Tahiri, kotanın yapay bir durum olmakla birlikte insanların düşünce felsefesi değiştiğinde kalkabilecek bir uygulama olduğunu anlattı. Tahiri konuşmasını, "Yeni bir zihniyet için yeni emsaller oluşturmalıyız" diyerek bitirdi.
Bosna Hersek Parlamentosu Milletvekili Sosyal Demokrat Parti Siyasi Direktörü Damir Masic, mevcut seçim kanunlarında değişikliğe gidilmesi gerektiğini, kadınların yeterli oranda temsil edilmesiyle cinsiyet eşitliğinin daha kolay sağlanacağını söyledi. Masic ayrıca, cinsiyet eşitliğini sağlayacak mekanizmaların ve kalıcı kurumsal yapıların, devlet ve yerel yönetimler düzeyinde oluşturulması gerektiğine vurgu yaptı.
Tasarımcı Letizia Reuss, sanat dünyasında erkek egemenliğinin varlığına işaret ettiği konuşmasında, son yıllarda kadınların ortaya koydukları mücadelenin bu egemenliği ile kadınların ağırlığının ortaya çıkmaya başladığını aktardı.
Avusturya Arşidüşesi Toskana Prensesi Camilla Habsburg Lothringen ise cinsiyet eşitliği konusunda annelerin gücüne inandığını belirttiği konuşmasında, kadınların hangi statüde olurlarsa olsunlar, kendi görüşleri ve kararları için mücadele etmeleri gerektiğini belirtti.
Panel konuşmacıları ve ardından diğer konuklarla birlikte aile fotoğrafının çekildiği "Değişimin Önderleri" toplantısının sonuç bildirisi aşağıdadır:
DEĞİŞİMİN ÖNDERLERİ
"Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Destekliyorum"
TOPLANTI SONUÇ BİLDİRİSİ
Toplantıdaki deneyim aktarımları ve araştırma sonuçları, kadınların liderliğindeki şirketlerin, erkeklerin liderliğindeki şirketlere göre daha başarılı olduğunu ispatlamıştır. Buna rağmen hem özel sektörde hem de kamuda hâlâ kadın yönetici sayısı %10'un üzerine çıkamamıştır.
Aynı fotoğrafı ulusal parlamentolarda ve yönetim kurullarındaki üye sayılarında da görmekteyiz. Bütün karar organları, bütün toplantılar hâlâ erkek ağırlıklı.
Bu gerçekler ışığında özel sektör ve kamunun karar organlarındaki kadın sayısını arttırması kaçınılmazdır. Bunun için niteliğin niceliğe dönmesinde kritik sayı kabul edilen %35 oranına ulaşıncaya kadar kurumların ve siyasi iradenin kota ve benzeri özel uygulamalara geçmesi kaçınılmazdır. Ülke parlamentolarının, kamu ve özel sektör kurumlarının artık bir kadın ajandası olmak zorundadır.
· Günümüzde bu konuda başarılı olan AB ülkeleri, Slovenya, Kosova parlamentoları, Avcılar Belediyesi, Turkcell, P&G, KPMG gibi şirketler, yönetimler ve parlamentolar varsa aynı konseptle diğer şirketler, yönetimler ve parlamentolar da başarılı olabilirler.
İmzalanan uluslararası anlaşmalar ışığında; cinsiyet eşitliği konusunda toplumda ayrımcı gelenek ve klişeleri bir yana bırakıp algı değişikliği yaratmak, kadınların konumunu ve oranını yükseltmeye yönelik uygulamaları hayata geçirmek, cinsiyete duyarlı aile, okul ve iş yeri ortamları ana hedeflerinde toplumun dönüşümünü sağlamak, her şeyden önce yönetimlerin görevidir.
· Sürdürülebilir kalkınma gündemlerinin çevresel, sosyal, ekonomik eksenlerine, toplumsal cinsiyet eşitliğinin eklenmesi kaçınılmazdır. Bu temelde yönetimler, özel sektör, üniversite ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapmalıdırlar. Yönetimlerden, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda önceliklerin nasıl belirleneceği, hedeflerin nasıl uygulanacağı, verilerin ve hesap verebilirliğin nasıl izleneceği konularında bir açıklama yapmalarını bekliyoruz.
· Bu uygulamalar sürecinde şeffaflık, daha güçlü bir inceleme ve hesap verebilirlik için ısrarlıyız.
· Ayrıca yerel, bölgesel ve uluslararası seviyede gelişmelerin izlenebilmesi için bağımsız değerlendirme mekanizmalarının oluşturulması gerekliliğine inanıyoruz.