ÇİN DIŞA AÇILIM VE REFORM FORUMU MARMARA GRUBU VAKFINI ZİYARET ETTİ
Çin Halk Cumhuriyeti Dışa Açılım ve Reform Forumu Başkanı Li JINGTAN başkanlığında aralarında akademisyenlerin bulunduğu bir grup Marmara Grubu Vakfı’nı ziyaret etti. İpek Yolu projesi kapsamında yapılan ziyarette, Dışa Açılma ve Reform Forumu Başkanı Li JINGTAN Marmara Grubu Vakfı’nı ortak projeler ve ortak toplantılar gerçekleştirmek üzere Pekin’e davet etti.
Dr. Akkan Suver ise Çin Halk Cumhuriyeti’nin ortaya koyduğu Kara ve Deniz İpek Yolu çalışmalarına Türkiye Devleti’nin verdiği önemi ortaya koydu. Özellikle de turizm alanında her gün yaşanan gelişmeleri gündeme getiren Dr. Suver Türkiye ile Çin arasında mevcut bulunan Türk Hava Yolları uçak seferlerinin arttırılması konusunda, Dışa Açılım ve Reform Forumu’nun desteğini rica etti.
Dışişleri Bakanlığı’nı temsilen toplantıya katılan Büyükelçi Hakan Kıvanç da vize konusunda Türkiye’nin ‘’e’’ vizeye geçtiğini gündeme getirdi.
Tarihi Malta Köşkü’nde yenen öğle yemeğinden sonra toplantı sona erdi.
Dr. Akkan Suver'in yaptığı konuşma metni aşağıdadır.
Çin Dışa Açılma ve Reform Forum’unun temsilcilerini Marmara Grubu Vakfı olarak İstanbul’da bu tarihi mekanda ağırlamaktan arkadaşlarım ve ben büyük mutluluk duyuyorum.
İstanbul’a hoş geldiniz.
Marmara Grubu Vakfı olarak İpek Yolu projesine, düşüncesine inanan ve İpek Yolu’nu çağın felsefesi olarak nitelendiren bir sivil toplum kuruluşuyuz.
Tarihi İpek Yolu ile ilgili böylesine seçkin şahsiyetlerden oluşan bir topluluğa hitap etmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Bu toplantının, tarih boyunca Orta Asya ve Hazar Bölgesi’ni batıyla birleştiren bir bağ hüviyeti taşımış olan İstanbul şehrinde tertiplenmesi son derece isabetli bir seçimdir.
Avrupa ile Çin arasında bulunan geniş coğrafya, tarih boyunca farklı kültürleri ve medeniyetleri birbirine bağlayan önemli bir jeopolitik bölge olmuş ve Rusya ile Çin; Çin ile Akdeniz Havzası, Ortadoğu ve Batı Avrupa arasında fiziki ve ekonomik bir bağın kurulmasına imkan sağlamıştır. Bu coğrafyada yer alan tarihi İpek Yolu bir ticaret yolu olmanın yanı sıra, aynı zamanda bir kültür yolu da olmuştur. Bugün İpek Yolu, birleştirdiği insanlar arasında barışın ve ortak refahın gerçekleşmesini sağlayacak yeni fırsatları, yeni potansiyelleri ve yeni umutları beraberinde getirerek dünya sahnesinde bir kez daha çıkmaktadır.
Tarihi İpek Yolu’nun yeniden hayata geçirilmesi Avrupa, Karadeniz, Kafkasya, Hazar Denizi ve Asya arasındaki işbirliğinin yaygınlaştırılmasına ve bölgedeki ekonomik büyümeye hatırı sayılır bir ivme kazandıracaktır.
İpek Yolu’nun eski Küçük Asya’da Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan kervan güzergahlarının bir ana arteri olduğunu biliyoruz. İpek Yolu boyunca önemli bağlantıların müteaddit defalar değiştiği de malumumuzdur. Bu sebeple, Türkiye’de, eski İpek Yolu’nun parçaları olarak bilinen geniş bir yol ağına sahibiz. Esasen Türkiye, her zaman uluslararası ticaret güzergahlarını birleştiren bir köprü olmuştur. Bugün Türkiye’nin kıtalararası doğal bir terminal olma konumu daha da önem kazanmıştır.
Türkiye’nin üç kıtanın geçiş noktasındaki konumu ve büyük bir çevrede yer alan çoğu bölgeyle sahip olduğu tarihi ve ekonomik bağlar, çok boyutlu bir dış politikayı gerekli kılmaktadır. Gerek batı, gerek doğu ile mevcut bağları ve farklı çıkarları uzlaştırma isteği, Türkiye’nin geniş bir alana yayılan uluslararası ve bölgesel oluşumlardaki mevcudiyetiyle kendini göstermektedir.
Bu çerçevede, Türkiye, bölgesinde ekonomik işbirliğinin geliştirilmesinde de öncü bir rol üstelenmiştir. Ekonomik İşbirliği Teşkilatı’nın genişletilmesi, Türkiye’nin bölgesel işbirliği ve dayanışmaya yaptığı katkıların en belirgin olanıdır.
Bu işbirliği ağlarıyla, bölge ülkelerinin çok taraflı bir çerçevede karşılıklı yarar sağlayan bir ilişkiler zeminine sahip olmalarını amaçlamaktayız.
Eski İpek Yolu, sadece zenginlikleri ve refahı bir yerden bir yere taşımakla kalmamış, aynı zamanda farklı dünyaların felsefelerini, fikirlerini ve anlayışlarını da birbirlerine ulaştırmıştır. Bu vasfıyla tarih sahnesinden kaybolduğu ana kadar evrensel medeniyetin ve kardeşliğin yeşermesine önemli katkıları olmuştur. Bugün eski İpek Yolu tarafından simgelenen hülya yeniden ortaya çıkmaktadır. Yeni Kara ve Deniz İpek Yolu düşüncesi, aynı zamanda bir ortak refah ve barış yolunu açmaktadır.
Birlikte yaşama ve çalışma ruhuna dayanan bölgesel işbirliği projelerinin geliştirilmesi daha iyi ve barışçı bir dünyaya açılan kapının anahtarıdır. Bu projeler, 21. Yüzyıl’da küresel barışın yol haritasını oluşturacaktır. İpek Yolu işte böyle bir girişimdir. Bu proje, önümüzdeki yüzyılda uluslararası ilişkileri belirleyecek son derece önemli bir barış projesidir.
Umutlar ve meydan okumalarla dolu bir dönemde yaşıyoruz. Yeni bir barış vizyonu zemininde güçlerimizi birleştirmemiz gerekmektedir. Çatışmaları işbirliğine; zıtlaşmayı dayanışmaya dönüştürebilmeliyiz. Asya’da, Balkanlar’da, Kafkasya’da ve Ortadoğu’da adil ve kalıcı bir barış kurulması için birlikte hareket etmeliyiz. İpek Yolu bölgesi farkı inanç, dil, ırk, din ve uluslara mensup insanların birlikte çalışıp birlikte yaşayacakları bir bölge olmalıdır.
İnanıyorum ki, toplantımız bu ulvi gayeye yönelik önemli bir kilometre taşını oluşturacaktır. Karşı karşıya olduğumuz birçok soruna rağmen, gelecek umut ve fırsat vadetmektedir. Bu umutları ve fırsatları uzak görüşlülük ve kararlılıkla kucaklamalıyız.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, tekrar yüksek heyetinizi saygıyla selamlıyorum.