Haberler

Dr. Akkan Suver Birleşmiş Milletler Dünya Vicdan Gününde Konuştu

3 Nisan 2025 Çarşamba - Okunma: 368
Dr. Akkan Suver Birleşmiş Milletler Dünya Vicdan Gününd

Dünya Vicdan Günü'nün Viyana'da düzenlenen 6.yıl törenlerine katılan Dr. Akkan Suver, Birleşmiş Milletler'in Viyana merkezinde konuştu.

Marmara Grubu Vakfı Genel Başkan Dr.Akkan Suver, Genel Sekreter Sezgin Bilgiç, Marmara Grubu Vakfı AB ve İnsan Hakları Platformu Başkanı Müjgan Suver ve Mütevelli Heyet Üyesi Işıl Bilgiç'le Viyana'da gerçekleşen Dünya Vicdan Günü toplantısına katıldılar.

Dr.Akkan Suver yaptığı konuşmada 6.yılını İdrak eden Dünya Vicdan Günü' nün önemine değindi.

Birleşmiş Milletler Viyana toplantısında FOWPAL Başkanı Dr Hong Tao-Tze, Montenegro önceki Cumhurbaşkanı Filip Vujanovic, Tunus önceki Cumhurbaşkanı Moncef Marzouki, Ekvator önceki Cumhurbaşkanı Rosalia Arteaga Serrano, Trinidad önceki Cumhurbaşkanı Antona Caramona ve Bahreyn Büyükelçisi Jamel Fares Alrowaiei de ayrı ayrı söz alarak Vicdan Günü üzerine konuştular.

“Dr. Akkan Suver’in Viyana’da 2 Nisan 2025 Günü Dünya Vicdan Günü Münasebetiyle Yaptığı Konuşma Metnidir.”


Gezegenimizin yaşamakta olduğu bu zor günlerde, FOWPAL Ailesi’nin tertiplediği bu konferansı sevgi, barış ve vicdan gibi değerlerin birlikteliğine büyük önem verdiği için, takdirlerimi ifade ederek sözlerime başlamak istiyorum.

İnsanlığın yok olduğu bu günlerde, FOWPAL Ailesi’nin dikkatle, özenle bizlere sevgi, barış, vicdan gibi değerleri hatırlatmasından dolayı da teşekkürlerimi sunuyorum.

Gerçekte olması gereken, gerçekte yapılması gereken vicdana uygun davranmak, vicdana uygun yaşamaktır. Dolayısıyla vicdan duygusunu yaşatırsak, sevgi kendiliğinden gelecek, barış kendiliğinden oluşacaktır.

İnsanların vicdanlarının sesini dinlemekte ısrar etmelerini sağlamak, konusunda kendimizi sorumlu hissetmeliyiz.

Beş yıl önce dünyanın Covid-19 ile uğraştığı günlerde Dr. Hong Tao-Tze büyük bir sorumlulukla Amerika’dan seslenmiş ve bizleri o zaman On-Line ile bir araya getirerek Dünya Vicdan Günü’nün ilk adımını atmıştı. Yıl 2020’ydi.

O günün şartlarında yarınlarımız için bu büyük bir adım, büyük bir umuttu.

Dolayısıyla Vicdan Günü’nün dünyaya duyurulmasının bugün beşinci yılındayız.
Bu büyük söz bizden sonra geleceklere bırakacağımız gezegenimiz açısından önemlidir.
Bu büyük söz savaşların sona ermesi bakımından önemlidir.
Bu büyük söz ekoloji, iklim değişiklikleri ve tarım açısından önemlidir.
Bu büyük söz kültürün, medeniyetin geleceği açısından önemlidir.
Bu büyük söz gerçekte insanlığın kendisidir.

Zira vicdansız bir insana, insan demek hem yanlış hem de gereksizdir.

İnanarak, benimseyerek ve öğretilmesi gerekli bir değer olarak vicdan sözünü ele alacağım.
Vicdan kavramı olmasa insanın varlığı nasıl sorgulanabilirdi.
Vicdan kavramı olmasa haklı olmanın veya adaletin bir anlamı olabilir miydi?
Vicdan kavramı olmasa insanların vatan sevgisi, bayrak saygısı, toprağa sahip olma duygusu olabilir miydi?

Özetlemek gerekirse, insan gerçeği vicdanıyla bulur.

Görme, bakmadan ne kadar farklı ise vicdan aklın anlamasından o kadar ayrıdır.

Vicdanda kıyas, mantık, fikir yürütme, hipotezler kurma yoktur.

O bütün bunlara muhtaç olmaksızın, hakikati doğrudan bilir.

Mavi rengi, sarı renkten gözümüzle ayırt ettiğimiz halde, şefkatin sevgiden, korkunun, endişeden farkını vicdanen biliriz.
Bunları söyledikten sonra isterseniz birazda fazilet ve vicdandan bahsetmek isterim.

Bildiğiniz üzere fazilet, insanın tam bir ahlaki olgunluğa ulaşması demektir. Bu yönüyle o, güzel ahlaktan daha üst bir dereceyi ifade eder. Faziletli insanın vicdanı, sıradan insanın vicdanı gibi pasif değildir. O yasak olandan kaçınmakla kalmaz, yapılması gerekenin peşinden koşar ve onu yaşatır. Fazilet derecesinde bir eylemde bulunmak, kişiye bir eser ortaya koymanın tatminini yaşatır. Nasıl ki insan, bir eser ile niteliklerini ve şahsiyetini ifade ediyorsa, fazilet sahibi birey de, vicdani eylemi ile sıradan ve anlamsız bir varlık olmaktan kurtulur ve iyi bir şey yapmış olmanın huzurunu yaşar.

Buna bağlı olarak adaletle ilgili görev ve uygulamalar genelde hukuki müeyyidelerle desteklenir. Ancak insanlara yardım ve bu yöndeki eğilimler ferdi vicdanın yaptırımıdır. Bunlara riayet ferdin fazilet ve olgunluk derecesini gösterir.

İnsanda vicdanın oluşumu kendini aşan bir gücün izlerini taşımaktadır. 'Mutlak iyilik ve güzellik' sahibi bir varlığa inanan, iç bilinç boyutu aktif, vicdan sahibi birey, iyilik ve güzelliklerin insanı olacak, iyilik ve güzellikleri düşünecek, isteyecek ve başka herkesin de böyle olması için gayret sarf edecektir. Neticesinde birey ve toplum için mutluluğa giden yol açılmış olacaktır.

Akıl; uyku ve baygınlık halleri dışında iyilik ve merhametten başkasına razı olmaz. Akıl, olaylar ve mânevi değerler için şahit, vicdan ise hâkimdir. Bir işin iyi veya kötü olduğuna dair elde edilecek maddi menfaate bakmaksızın hüküm verir. Haksızlık, kötülük ve cinayetler karşısında üzüntüyü akıl değil vicdan duyar.

Ne mutlu vicdanlılara diyorum ve de şahsım, eşim ve Marmara Grubu Vakfımızın Genel Sekreteri Sezgin Bilgiç ve eşi adına, vicdanın yüksek aydınlığı altında hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bizleri bir araya getiren Dr. Hong Tao-Tze’ye de ayrıca teşekkür ediyorum.