Türkiye ile Çin ilişkilerinin 50.yılı konferansında Dr. Suver konuştu
Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki diplomatik ilişkilerin 50.yıl dönümü münasebetiyle tertiplenen uluslararası konferansta Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver bir konuşma yaparak, ilişkilerimizin tarihi serüvenini anlattı.
Uydu üzerinden gerçekleşen konferans CPACCF tarafından tertiplendi. Dr. Suver'in konuşma metnini aşağıda bulacaksınız :
Değerli Katılımcılar,
Bugün 4 Ağustos.
Elli yıl önce Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkiler, Türkiye'nin Paris Büyükelçisi Hasan Esat Işık ile
Çin'in Paris Büyükelçisi Çin'in eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Huang Chen arasında imzalanan imzalarla başladı.
O gün Türkiye Dışişleri Bakanı Osman Olcay, Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mareşal Chen Yi idi.
Bugün bizi internette bir araya getiren, Çin Halkının Yabancı Ülkelerle Dostluk Derneği Başkanı H.E. Lin Songtian'a ve Başkan Yardımcısı H.E. Lin Yi’ye kendim ve Marmara Grubu Vakfı adına bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
Sevgili Dinleyiciler,
Elbette elli yılda devlet adamlarımız aracılığıyla ülkelerimiz arasında önemli ziyaretler ve önemli ticari gelişmeler yaşandı.
Özellikle köktencilik, etnik ayrılıkçılık ve uluslararası terörizm olmak üzere üç kötü güç konusunda Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında tam bir işbirliği ve anlaşma bulunmaktadır. Bunlar elli yılın sosyo-ekonomik, politik ve kültürel kazanımlarıdır.
Türkiye ile Çin arasındaki ilişkiler ve işbirliği son elli yılda her alanda büyük ilerlemeler kaydetti.
Bugün izninizle, çok önem verdiğim ve sadece Çin halkı ile Türk halkı arasında değil, farklı milletler arasında da büyük bir köprü oluşturan Kuşak ve Yol Girişimi'nden bahsedeceğim. Cumhurbaşkanı Xi Jingping tarafından 2013 sonunda ortaya atılan ve 2017 yılında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın resmi olarak katıldığı bu girişim, genel olarak küresel bir ekonomik kalkınma projesi gibi görünse de iki ülke arasında kültürel bir iletişim köprüsü görevi de görüyor. Sorunsuz gelişen dostluk ilişkilerini bir üst seviyeye taşıyacaktır.
Bugün dünya barışı için ihtiyacımız olan şey daha güvenli, daha zengin, daha temiz, daha sağlıklı ve daha özgür bir dünya olduğu için buna hizmet edecek fikir ve girişimleri çok önemsiyorum. Benim anlatmak istediğim Kuşak Yol Girişimi'nin böyle bir dünyanın oluşumunda oynayacağı rol. Bu rolün baş aktörü diyalogdur. Yaklaşık bir buçuk yıldır yaşadığımız pandemi, küresel işbirliği ihtiyacını kendiliğinden ortaya çıkarmıştır.
Bu nedenle tarihi İpek Yolu tarih sayfalarından çıkmış ve Xian'dan Londra'ya giden yolda halkları bir araya getirmeye başlamıştır. Bu biraraya gelmede insanlar var, kültürler var, medeniyetler var, güzellikler var, coğrafya var, tarih var. İpek Yolu, bir arada yaşama, birlikte çalışma ve refah ruhuna dayalı bölgesel işbirliği projelerinin geliştirilmesinin ve daha barışçıl bir dünyanın kapısının kilidinin açılmasının anahtarıdır.
Asya'nın doğusu Çin, batısı Anadolu'dur. Türkiye, Asya ve Avrupa'daki toprakları ile Çin'i Avrupa'ya taşıyan stratejik bir konuma sahiptir. Çinliler ve Türkler tarihsel süreç içerisinde yan yana yaşamış ve birbirlerinin medeniyetlerinin etkisinde kalmış iki halktır. Şimdi Kuşak Yol projesi ülkelerimizi yeniden bir araya getirecek ve aramızdaki mesafeyi kaldıracak.
Bu yakınlaşma ile sürdürülebilir diyaloglar çerçevesinde gerçekleşecek ortaklığımız önümüzdeki günlerde Türkiye ve Çin'in önemini daha net ortaya koyacaktır.
Bunu neden söylüyorum?
Size söylüyorum çünkü son bir buçuk yılda dünyamızın daha fazla küreselleşmeye ihtiyaç duyduğu bir dönemde yalnızlığın ve içe dönüklüğün bir faydası olmadığını gördük. Ya hepimiz sağlıklı ve tok olacağız ya da felaketleri birlikte yaşayacağız.
Bu bize Kuşak ve Yol'un önemini anlatıyor.
Kuşak ve Yol, Çin-Türkiye ilişkilerinde umut ve fırsat vaat ediyor. Elli yıllık diplomatik işbirliği, Kuşak ve Yol projesinin tam olarak uygulanmasıyla halklarımıza daha büyük fırsatlar sunacaktır. Bu projeye sadece bir ulaşım projesi olarak bakmak yanlış olur.
Sözlerimi bitirirken, elli yıldır sürdürdüğümüz dengeli, istikrarlı ve barışçıl politikaların Kuşak ve Yol girişimi ile önümüzdeki elli yılda Türkiye ve Çin'in önünde bir deniz feneri olacağını belirtmek isterim.
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim.